Archive for the ‘Kitaplaşmamış Yazılarım/ 'Siyaset-Felsefe'’ Category

Bu yazı, Gazete Duvar‘da, 11 Mart 2020’de yayımlandı. Epey geride kalan bir yazı ama içeriği (“devlete bakış/devlet karşısında nerede durduğumuz”) bakımından bugün için de anlamlı kanımca.                  Selahattin Demirtaş, Yeni Yaşam gazetesine gönderdiği son yazısına, “Ele geçirmelik devlet” başlığını uygun görmüştü. ’15 Temmuz (“Allah’ın lütfu”) darbe girişimi’ münasebetiyle Cemaat’in […]


26 Mart 2020’de Gazete Duvar‘da yayımlanmıştır.           Korona günleri, tırmanan vaka ve ölü sayısıyla dünyanın dörtbir yanında bir bilinmeze doğru akıp giderken bazı şeyleri yeniden düşünmemize de vesile oluyor.  Mevzu virütik bir salgın olduğunda kamu sağlığı ile ilgili düzenlemelerin yapılması ve önlemler alınması, giderek kamusal yaşantıya ilişkin kısıtlar getirilmesi kaçınılmaz. Bu ise, […]


Bu yazı 18 Mart 2020’de Gazete Duvar‘da yayımlanmıştır.           “Facebook”, elimize geçeni, dilimizden düşeni savurduğumuz doludizgin akan bir nehir. Denk geldiğinizi bir daha denk getirmenizi, denkleştirilenler arasında seçici olmanızı epey zora sokan bir akış. Bir bakıma, akıp giden hayata verdiğimiz tepkilerin kendimiz için de tuttuğumuz kayıtları ise onlar, niye daha kamusal bir […]


Bu yazı 23 Mart 2020’de Gazete Duvar‘da yayımlanmıştır.           Dün, Pınar Fidan isimli stand-up sanatçısının Alevilere ilişkin kurduğu mizahın bazı Alevileri (ve Alevi duyarlıklarına sahip çıkma siyaseti güttüğü iddiasında olan bir kısım insanı) suç duyurusunda bulunup rahatsızlıklarını mahkemeye taşıyacak denli incittiğinden bahisle, “Espri/mizah nedir, ne işe yarar?” başlıklı bir yazı yazmış, Freud’un […]


Bu yazı 21 Mart 2020’de Gazete Duvar‘da yayımlanmıştır.           “Güler, gülümser bir şakacı, Güldürür, düşündürür,  Arada-bir durur, gözleri dalar, Neler söyler, neler susar… Yoksa, çok acı bir şakayı Şakadan da olsa, Çok yalın bir karanlığa mı saklar…” (1)  Özdemir Asaf’ın dizeleriyle başladığım bu yazıda, kısaca, nesnesi bilinçdışı olan psikanalizin —dolayısıyla, Sigmund Freud’un— […]


Bu yazı, 20 Şubat 2020’de Gazete Duvar‘da yayımlanmıştır.                Bu ikincisi herhalde, O Ses Türkiye, Kürtlük-Türklük meselesinin mihengi oluyor.  2016’ydı, hatırladığım, Aralık ayı. Dodan adlı (Dodan Özer) bir Kürt genç adam, ‘Türkiye’nin o sesi’ne kendi sesini katmış, lakin, sesi, Kürt olduğunu bile söylemeye yetmemiş, adını söylerken dahi Kürtçeden söz […]


Bu yazı, Birikim dergisinin Ocak-Şubat 2020, 369-370. sayısında yayımlanmıştır.         ‘Sözleşme’, tarafları olan bir edimin adıdır; tarafların —belli bir konuda— karşılıklı olarak birbirine söz verme (taahhütte bulunma, anlaşma) edimleri ile belirledikleri akit ya da kontrattır.1 “Türklük” hattında kurulan “Sözleşme” ise, —görüleceği üzere— karşı karşıya duran tarafların değil; söz konusu hatta yan yana duranların —kökleri […]


Bu yazı, Varlık dergisinin Ocak 2020 sayısında yayımlanmıştır.           Birikim dergisinin Haziran-Temmuz 2019 sayısı, ‘Yaşlılara bir yer var mı?’ başlığı altında kurulan dosyasıyla, artan ortalama yaşam süreleri ile birlikte yaşlı nüfus oranının göreceli yükselişinin toplumsal/iktisadi sonuçlarını, ‘neo-liberal’ kapitalizmin yaşlılara ve yaşlılığa bakışını, gelenekten kopuşla birlikte yaşlıların yaşlılıktaki mağduriyetlerini olduğu kadar, ‘post-truth/trust’, ‘post-human’ yönelişler […]


Bu yazı, Kasım 2019 sayısında Varlık dergisinde yayımlanmıştır.           Gaye Boralıoğlu ve Ümit Kıvanç, haysiyet meselesini ele aldıkları söyleşilerine1, ‘haysiyet’i, bir kavram olarak açmaya çalışarak başlıyorlar. Kıvanç’ın altını çizdiği üzere, üç ana hat üzerinden yol alınacak; kavram olarak ne olduğu irdelendikten sonra, bireyin iç dünyasındaki karşılığı ile birlikte toplumsal/siyasal boyutu sorgulanacaktır, […]


3 Eylül 2019’da Gazete Duvar‘da yayımlanmıştır.       . Abdullah Öcalan’ın avukatları, 7 Ağustos 2019’da Öcalan’la gerçekleştirdikleri görüşmenin notlarını Mezopotamya Ajansı ile paylaştılar. Türkiye’nin kuzey Suriye’ye yönelik müdahale heves ve iştahını, “Türk-Kürt savaşı olarak bir tuzak kurul[ması]”na bağlayan Öcalan’ın, devletin söz konusu tuzağa düşmemesi gerektiğinin, çözümün savaş ve çatışma ile olamayacağının, makul bir devlet aklına […]